6 Temmuz 2012 Cuma

Osmanlıca'nın Ehemmiyeti

Bismillahirrahmanirrahim

Milletleri millet yapan,  ve diğer milletlerden ayıran, o milletin kültürüne ait olan ve o milleti diğer milletlerden ayrı bir millet yapan temel esaslardan biriside o milletin kullandığı dil ve alfabesidir.

Orta asyada yapılan araştırmalar bundan binlerce sene evvelki türklerin orada başka dillerden ayrı bir alfabe geliştirdiklerini göstermektedir. İşte biz bunlara bakarak bakınız şu şu tarihlerdede türkler burada yaşamışlar diyebilmekteyiz. Oradaki orhun abideleri bizim bir nevi tapumuzdur. Veya balkanlardaki osmanlıya ait eserlerdeki türkçe yazılar yani osmanlıca yazılar bizim balkanlara ait tapularımızdan birisidir

Geçmiş kavimleri inceleyen arkeoloji bilimi kıyametin ne zaman olacağını ancak allah teala bileceginden belki yarın birgün bugün gelecekte bilim adamları bugün türkiyede yaşayan biz insanların yaşayış ve medeniyetinide inceleyecektir. O zaman türkiye halkının 1929 ve 2000 tarihleri arasında kullandıkları yazının latin alfabesi olduığunu görecekler ve bilimsel olarak şöyle düşüneceklerdir : ya bunlar hristiyanlaşmış türklerdir, ya bunlar latinleşmiş bir millettir. Kendi dilleri kendi yazıları kendilerine unutmuş milli benlikleri yok edilmiş bir millet olarak göreceklerdir bizi

Batı avrupa dediğimiz binlerce senedir insanoğluna kan kusturan şer ekseninin temelinde latin medeniyeti yatmaktadır. İtalya fransa ve ispanya latin milletlerdir. Esasen ispanyol ve italyan fransız diye bir millet yoktur. Bunların temeli hepsi latinikler olarak geçmektedir. Bu milli ayrımlar daha sonraları meydana gelmiştir. Yani bu üç devletinde temel özelliği latin olmalarıdır. Ve bu medeniyet romayı doğurmuştur. Roma bütün dünyaya bu latin kültürünü yayma vazifesini ifa etmiştir

Latinlerin dünyayı latinleştirme iddiaları gerçekten vardır. Bunu bir kaç avrupalı düşünüründe söylediği kitaplarda yazılıdır. Latin güçler bir memleketi istila ettiklerinde o memlekette o memleketin kendisine ait neyi varsa herşeyini değiştirirler. Mesela dilini dinini takvimini kılık kıyafetini her şeyini değiştirirler. Dünya üzerinde dil ambargosunu koyan istila ettiği bir ülkede mağlub milletlerin dilini konuşmalarını yasaklayan bilinen ilk devlet romadır. Roma hristiyanlığında yayılmasından korktuğu için hazreti isa aleyhisselam ve havarilerinin ve ilk incilin dili olan aramiceyi suriye ve filistinde konuşmayı yasaklamıştır. Öyle ki bir kaç yüzyııl içinde o dil tamamen öldürülmüştür.

İşte bu vahşetin bir benzerini güney vietnamda gördük. Güney vietnam amerika tarafından işgal edildikten sonra güney vietnamın çince olan alfabesi değiştirildi. Ve çince ile hiçbir şekilde bağdaşmayan latin alfabesini o millete ve devlete dayatarak kabul ettirdiler

Ha keza latin hayranı olan rus milletide işgal ettiği balkanlarda ve orta asya ve kafkaslarda bölge halkının alfabesini değiştirip bir nevi latince olan kiril alfabesini dayatmıştır. İşte bunlar hep kültürel yayılmacılığın semereleridir. Azerbaycan tarihte karap alfabesini kullanırken sovyet zamanında kirilceyi bugün ise latince alfabesini kullanmaktadır. Azerbaycanın latince ile alakası nedir? Azerbaycanın müstakil oluşundan bu yana azerbaycanda bir kısım münevverler alfabemiz olan arap alfabesine dönelim demişler, kongreler tertib etmişlerse de batı yanlısı devlet bunlara kulak asmamıştır. Bugün azerbaycanda bazı alimler kendi öz alfabeleri olan arap alfabesi temelli ancak 8 artı harfli azerice ile eserler yazmaktadırlar. Ki ben sovyet zamanında baküde basılan pekçok arap alfabeli kitap görmüştüm

Ha keza ispanyollar ingilizler yeni kıta dediğimiz amerika kıtasını istila ettiklerinde orada bulunan o büyük medeniyetin yazısını dilini dinini adetlerini her şeylerini yok etmişler, orada bulunan 10 dan fazla medeniyete ait neredeyse bir parça birşey bırakmamışlardır.

İşte bunlar kendi ırkının üstünlüğüne iman eden ve diğer milletlere yaşama şansı tanımayan zalim kafir avrupanın tarihte ve yakın tarihte yaptığı icraatlardandır.

Ha keza onlar alman milletinede çok çektirdiler. Orta çağda bir savaş oluyor ve 70 milyon almanı öldürüyorlar latinler. O dönemde. Tabi batı avrupa temel olarak almanyaya düşmandır ve aralarında tarihi bir kin vardır. Alman avrupalıdır ancak avrupa onu kabul etmemektedir. Ve almanlar roma imparatorluğunu parçaladıkları ve nihayet batı avrupayı yıkan muzaffer bir kavim oldukları için tarihin her devrinde latinler alman devletlerini yakıp yıkmışlar sivil asker demeden bütün alman milletini yok etme sevdasına düşmüşlerdir

İşte ikinci cihan harbinde savaş bitmesine rağmen almanya teslim olmasına rağmen alman şehirlerini bombalamışlardır. Ve bu bombardıman 3 ay devam etti. Essen şehrinde müttefik devletler 140 bin sivili öldürdüler

Evet tarih bunları yazmıştır ve allah teala mazlum milletlerin intikamını ingiltere fransa ve amerikadan alacaktır

Evet bunlar meselemize bir tetimme mahiyetinde müslümanın ve esasen tüm dünyanın düşmanı olan batı avrupa ve onun gayrı meşru veledi amerika yı tanıması için yazılmış kelimeler idi

Şimdi elim ve vahim meselemize geçelim

1200 sene boyunca müslüman milletler dünyanın emperyalisti ve sömürücüsü kafir avrupadan her alanda üstünde ve askeri ve siyasi olarak onu yenmişti. Ve bu ezici gücün başında araplar emevi ve abbasiler var idi ise de emevi ve abbasilere avrupalılar bir zarar veremediler. Ancak bütün kinlerini kendi doğu romalarını yıkan ve balkanları feth eden münih yakınlarındaki allahu ekber ismiyle meşhur mevkiye kadar ordu gönderen osmanlıdan aldılar

Evet 20 milyon kilometre karelik osmanlıyı dışardan silah gücü ile 200 senelik savaşlar neticesinde baya zayıflattılar. Ancak devlet yıkılmıyordu. Çünki iman gücü vardı. Ve savaşçı bir millet idi osmanlı. Ve en sonunda jön türkleri besledi avrupa onlar ittihatcıları doğurdu ittihatcılar 1900 başında 13 milyon kilometre kare olan osmanlıyı 1918 de 700 bin kilometre kareye düşürmüşler ve memleketi terk ederek soluğu avrupalı abilerine ait memleketlerde almışlardı. Merhum refik halid efendi bunu şu şiiri ile dile getirmektedir :



Efendiler nereye?

“Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan, bir acı kahvemizi içmeden; efendiler nereye?

Yaz başlarında sırtı karnına yapışmış, sarı, sıska, cansız bir takım tahtakurular çıkar, iğne gibi vücudumuza batar, derimizi haşlarlar, kanımızı emerler, sonra sabaha karşı etli, canlı, iri yarı, şuraya buraya kaçarlar... Galiba şafak attı, güneş doğuyor; tahta kuruları nereye?

Ücra dağ başlarında, gözleri ateşli, dişleri keskin, tüyleri dimdik aç kurtlar vardır. Köpeksiz sürülere dalarlar, etrafa kan kemik saçıp, mideleri dolu inlerine koşarlar... Galiba çoban göründü, köpekler havlıyor: Tok kurtlar nereye?

Kedisiz evlerde fareler vardır. Kilerlere girerler, dolaplara dalarlar, şunu bunu kemirip sağa sola koşuşup baş köşede gezerler, bir patırtı olunca deliklere girerler. Galiba koku aldınız. Kedi geziyor: koca fareler nereye?

Dul annelerin haylaz çocukları vardır? Sandıkları kırarlar, paraları çalarlar, bohçaları aşırıp tefeciye satarlar ve sonra korkup sokak sokak kaçarlar... Galiba foyanız meydana çıktı. Yakanız ele geçecek: Ziyankâr evlatlar nereye?

Vurdular, kırdılar, yaktılar, yıktılar, astılar, kestiler, kızdılar, kavurdular; nihayet leşimizi meydanlara sererek yılan gibi kaçtılar. Memlekete düşmanları sokarak üstümüzden aştılar. Eli sopalı, beli palalı, gözü kapalı paşalar damdan dama nereye?

O zamanlar kalemler kırık, gözler yumuk, boyunlar eğri, ağızlar kilitliydi. Gel diyordunuz, halk karnını yerde sürüye sürüye ezile büzüle koşuyor, ayaklarınızın altına sokulup tir tir titriyordu. Git diyordunuz kapıya kendini dar atıyor, merdivenleri dörder dörder atlayarak canını güç kurtarıyordu.

... As deyince sıra sıra dar ağaçları kurulur, yak deyince alev alev meşaleler tutuşur, bas deyince tabur tabur jandarmalar üşüşürdü. Elinizde zindan anahtarları, belinizde idam ipleri, sırtınızda dar ağaçları vilayet vilayet dolaştınız. Ali’ye çattınız, Veli’yi bastınız, Ahmed’i kazıdınız, Mehmed’i kavurdunuz, beş senedir her tarafta kargalara insan leşinden ziyafet çektiniz.

Muhalif mi? Al aşağı. Muharrir mi? Vur başına... A padişah heveslileri... Şam’da, Halep’te az daha adınıza hutbe okutup, isminize para bastıracaktınız!

Yenilik sizde, kahramanlık sizde, avurt zavurt sizde, caka tavır hepsi sizdeydi. Şimdi böyle sinsi sansar gibi tavandan tavana nereye? Evet, nereye gidiyorlar? Mahalle kahvesinden bir adımda sadarete, meyhaneye iskemlesinden bir basışta nezarete (bakanlık), tulumbacı koğuşundan bir hamlede valiliğe eren bu türediler: nereye gidiyorlar?

Kendileri kürklere büründüler, milletin derisini soydular. Kasalarına altın doldurdular, bizim ceplerimize kağıt tıktılar. Halk sersefil cami avlularında yatarken çiftlikler aldılar, kâşâneler yaptılar. Açlıktan ölenlerin lokmasını ağzından çalarak haspalara ziyafet çektiler. Susuzluktan kavrulanların testisini aşırıp havuzlarını doldurdular...

Halk sokaklarda pösteki kemirirken, onlar konaklarda ebabil beyni yediler, kuş sütü içtiler. Anamıza sövdüler, babamızı dövdüler, tırnaklarımızı söktüler. İşte milleti artık büsbütün öldürdüklerinden emin olsunlar. Zira damarlarımızda bir damla kan, kollarımızda bir zerre kuvvet kalmış olsaydı yakalarına yapışır, öcümüzü alırdık. Halbuki kollarını sallaya sallaya yüzümüze tüküre tüküre gittiler!..

Aşk olsun, at da size yaraşır, meydan da!.. Bizde bu ölü kan, sizde o yaman surat olduktan sonra bir gün olur yine gelirsiniz. Eteklerinizi öptürüp ciğerlerimizi söndürürsünüz. Biz size “Kırk katır mı, kırk satır mı?” diye sormadık. Yarın sizin bize: Ölümlerden ölüm beğen” demek artık hakkınızdır.

Lâyığımız olan paşalar! Topumuzun kellesini kesmeden nereye?”



Kimisi gitti kimisi kaldı.. memleketi satan islam düşmanı ittihatçılardan bazısıda kemalist  ismi ile maske değiştirerek gene alis kesmeye veli kazımaya devam etti

Şark istiklal mahkemelerinde 2.5 milyon adam idam ettiler

Ankarada sarıgı kafasından çıkartmayanın kafasını kestiler

Tuncelide dersimde masum halkın üstüne bombalar yağdırdılar

Ancak cürümleri bununla bitmedi

Onlar emir almışlardı. Batılı agabeyleri kendi gayrı meşru çete devletlerini ilk tanıyan ingiltere ve fransadan, liderlerine diz bağı nişanı veren ingiltereden bu milleti yok etmek için emir almışlardı

Ve o emirlerden biriside bu milletin yazısını değiştirmekti

Bu millet tam 1000 sene döğüştüğü alçak ve namerd kilise hacına tapan bebek kanı içen kafir batılının yazısını kabul etmeliydi ! terakki için gavur yazısı lazımdı

Evet bu bahane ile bizim 1000 senelik yazımısı değiştirdiler

Halbuki milletlerin terakkisi için yazı nın ne önemi var? Emevi ve abbasiler japon yazısımı kullandılarda dünyada tek süper güç oldular? Osmanlı dünyadaki en mükemmel devlet iken kilise harflerimi kullandı?

Peki bugün bizden kat kat ileride olan japonya ve çin in alfabesi niçin latince degildir? Madem alfabe ile ilerleniyor?

Avram galanti bilmiyorum ismini duydunuz mu. Kendisi bir yahudi olmasına rağmen arabi harfler terakkimize mani değildir diye iki tane kitap yazmış bir hak peresttir. Evet yahudi dahi kendi alfabenizden vazgeçmeyin ey türkler derken sözde türkçüler türk düşmanlarının alfabesine tapınıyorlardı

Madem bukadar türkçü idiniz neden mogol alfabesini almadınız?

Evet işte küfü inkilabının semerelerinden en önemlilerinden birisi yazı inkilabı idi

Bu yazı inkılabı ile bu millet dedesinden kalan tapu senedini okuyamaz hale geldi

Sırf bu millet civar müslümanlarla anlaşamasın diye kuranı kerimi hadisi şerifi anlayamasın diye şeriat ilminin dili olan arapçayı ögrenirken zorlansında bıksın diye tarihini belge ve arşivlerini okuyamasın diye yazısını değiştirdiler

Ancak bugün bütün müslüman milletler arap olan olmayan hepsi arap alfabesi kullanıyor iran tarihte araplarla mucadele etmiş haglen mucadele içinde olan bir fars devletidir. Buna rağmen kuranı kerimde yazan allah kelamının alfabesini kullanıyor. Pakistan ha keza hindistanında yazısı böyle idi ancak ingilizler değiştirmişlerdir

İşte ey müslüman düşmanını tanı ve kurulacak olan islami devletin ilk icraatlarından biriside bu yazıyı değiştirmek olacaktır

Osmanlıca dedğim dil, bugün konuştuğumuz türkçedir ancak sesler incil harfleri ile degilde kuran harfleri ile ifade edilir. Yani bir dil degişmesi yoktur.

İşte bizim türkler ve müslümanlar olarak kendimizi kafirleşmekten ve latinleşmekten gavurlaşmaktan kurtarabilmemiz için kurana müslüman ümmetine ve tarihi kaynaklarımıza yaklaşabilmemiz için osmanlıcayı ögrenmemiz osmanlıca okumamız yazmamız ve osmanlıcayı ana dilimiz bilmemiz şarttır

Ve sallahu ala seyidina muhammed..

6 yorum:

  1. Osmanlıca dili ile Arap alfabesi çok farklı şeyler. Osmanlıca, anlaşılması zor, ağır bir dildir. Arap alfabesi ise Sami dillerine uygun bir alfabedir. Hangisine geçmeyi öneriyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yazık Osmanlıca demek sizce anlaşılması zor,ağır bir DİL!
      Sanırım Osmanlıcanın bir dil olmadığını öz Türkçemizin İslam Alfabesi ile yazılmış şekli olduğunu öğrenerek tekrar bir bakmalısınız Osmanlı Türkçesine :)

      Sil
    2. “Bu şehr-i sitanbûl ki bî-misl ü behâdır, bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır.”

      Bu cümlenin nesi Öz Türkçe?

      Sil
  2. O zaman türkiye halkının 1929 ve 2000 tarihleri arasında kullandıkları yazının latin alfabesi olduığunu görecekler ve bilimsel olarak şöyle düşüneceklerdir : ya bunlar hristiyanlaşmış türklerdir, ya bunlar latinleşmiş bir millettir.
    Arap alfabesi olduğunu görünce "Bunlar Araplaşmış bir millettir" demeyecekler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır demeyecekler.. Bunlar MÜSLÜMAN bir milletir diyecekler... Arap alfabesi değil islam harfleri islam alfabesi!

      Sil
    2. Arap alfabesi islamiyetten önce de vardı. Ah bu müsülmanlar bu kafayla 1000 yıl daha yobaz ve cahil kalacaklar

      Sil