6 Temmuz 2012 Cuma

Süleymancılığa Reddiye

   
Süleymancılar

Allah teala kuranı kerimi insanlara inzal buyurmuş ve din olarak islamdan razı olmuştur. Her kim islamdan başka bir dine mensub olarak ölürse o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır. Demekki ahiretimizi ve dünyamızı kurtarabilmemiz için Allah’ın bizden razı olabilmesi, hak yolu bulabilmemizin tek yolu islamiyete girmek ve içinde isek onu doğru düzgün asli kaynaklara bağlı olarak yaşamaktır. Bundan başka kurtuluş yoktur

Her müslüman hergün namaz kılarken fatiha suresini okuyor ve şu duayı ediyor : اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ bizi sıratı mustakime hidayet et

Peki nedir bu sıratı mustakim? Hergün allahdan istediğimiz bu sıratı mustakim istikamet yolu yani dümdüz yol yani doğru yoldur. Demekki sadece müslüman olmak yetmiyor sadece namaz kılmak kafi gelmiyor işin birde istikamete tabi olmak yönü var

Ve resulullah sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor

عن أبي هريرة : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال تفرقت اليهود على إحدى وسبعين أو اثنتين وسبعين فرقة والنصارى مثل ذلك وتفترق أمتي ثلاث وسبعين فرقة

Yahudiler yetmiş bir hristiyanlar yetmiş iki fırkaya bölündü ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecektir. ( tirmizi ) bir başka rivayette ise efendimiz sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor : تفترق أمتي على ثلاث وسبعين ملة كلهم في النار إلا ملة واحدة قالوا ومن هي يا رسول الله قال ما أنا عليه وأصحابي ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecek bir tanesi hariç hepsi cehennemdedir. O fırka hangisidir ya resulullah denildiğinde benim ve ashabımın yolu üzre olanlar buyurdu ( tirmizi )



Demekki müslüman olmaklada islam olmaklada mesele bitmiyor müslüman olduktan sonrada hak yol olan itikadda ve amelde hak yol olan fırka hangisidir onu bulmak ve ona salik olmak icab ediyor

Işte efendimizin ifade buyurdukları o ateşten kurtulan tek fırka ehli sünnet vel cemaattir. Bunu nereden anlıyoruz? Bugün müslümanlara baktığımızda onları temel olarak şu fırkalar içinde görürüz : ehli sünnet , şia , tasavvufcular , demokrasi ve particiler , mealci mutezileler. Bu fırkaları incelediğimizde şia nın gerçekten islamın esas kaynakları olan kuran ve hadise sahabeye ittibasından söz edemeyiz. Şia aksine sahabenin çoğuna düşman. Kendi hadis kitaplarında uydurma hadisler mevcud ve hadis kitapları kuleyni tarafından neredeyse 1000 senesinde tedvin edildi. Ve şianın genel olarak itikadına baktığımızda ruyetullahı inkar gibi kuran ve hadise uymayan itikadlara sahib olduklarını görürüz

Tasavvufculara gelince bunlarda hristiyan ruhbanlığından etkilenmiş evlenmemeyi çalışmamayı pis dolaşmayı adet edinmiş, kendilerine hulul ittihad vahdeti vucud ölülerden yardım isteme kuran ve hadiste olmayan ibadet şekillerini edinme gibi itikad ve ameller edinmişlerdir. Kuranı kerim açık şekilde allahdan başkasına dua etmek şirktir darken tasavvufcular allahdan başka herkese dua etmekteler. Çünki allaha karşı yüzleri yok- muş

Demokrasi ve particilere gelince arapça ulmaniyye veya ladiniyye olarak ifade edebileceğimiz bu taife namaz kılar oruç tutarsada allahdan başkasının kanun koyuculuğunu ve şeriat koyuculuğunu Kabul etikklerinden dolayı şirk içerisinde olan bir taifedir. Gene bu taife ninde kuran ve hadise yakın haramı haram helali helal bilen bir itikada sahib oldukları ve abid ve salih insanlar oldukları söylenemez

Mealci dediğimiz kuranın bir kısmını Kabul edip bir kısmını inkar eden, hadisleri tanımayan mezhebleri Kabul etmeyen cahil kısımın ise islamdan hiçbir nasibi yoktur.

Işte müslümanlar genel olarak bugün bu çerçeve içerisinde yüzmekteler.

Ehli sünnet vel cemaate gelince onlar kuranı kerimde ve hadisi şeriflerde ne gördülerse iman ettiler ve öyle itikad ettiler. Selefi salihin dediğimiz sahabe tabiin ve tebei tabiin ve dört imam ve hadis imamlarının itikad ve ameli ne ise bu ehli sünnet bunları aldı.

Dinde cedelden, dine felsefe sokmaktan, aklı naklin önüne getirmekten ve islamın temellerinde mevcud olmayan itikad ve amellerden kaçındılar.

Işte o müslümanlara biz bugün ehli sünnet diyoruz. Bunlar hanefi şafi maliki hanbeli veya ehli hadis olabilir. Az farklar dışında hepsinin itikadları aynıdır

Ancak hak olan bu itikaddan insanlar inhiraf etmiştir. Mürid bulma baş olma halkın malına ortak olma gibi süfli arzularından mütevellid şeytanında kayırması ve vesvesesi ile bazı insanlar hak yoldan saptılar caddie kübrayı terk ettiler ve tali yollara saptılar. Işte bu caddie kübrayı terk eden fırkalardan birisi olan süleymancıları işleyeceğiz bu yazımızda

Tarihi seyir :

Osmanlı devleti zamanında memleket içerisinde halife haricinde bir önder baş edinmek veya ehli sünnet harici bir takım fikirleri yaymak suç olarak Kabul ediliyor ve bunu yapanlar cezalandırılıyordu. Her şey şeyhulislamın veya meşihatı islamiyyenin bünyesinde idi. Medreselerde okuıtulan kitaplar temel eserlerdi ve herkesin bunlara ittibası devletçe sağlanıyordu. Mesela osmanlı medreselerinde akaid kitabı olarak okutulan akaidi nesefi şaarihi sadeddin taftazani hulul ittihad ve vahdeti vucud iddia eden sofileri açıkça tekfir ettiğinden mütevellid osmanlı içerisinde kimse açıkça bu tip sofilik yapamıyordu.

Kafir devletler el birliği ile islami hilafet devleti olan osmanlıyı yıktıktan sonra, devletsiz kalan müslümanların birdaha toparlanamaması için cihad ruhuna sahib olamamaları için ve birleşememeleri yek vücud olamamaları için islam memleketlerinde dini otoriteleride zayıflattılar. Ve cihad karşıtı pasifize rejim ile anlaşan ses çıkartmayan islamın sadece namaz abdest yönünü gören cemaatleri desteklediler ve poh pohladılar

Işte böyle bir atmosferde ortaya süleymancılık çıktı . şimdi bu fırkanın islama aykırı kuran ve sünnete uymayan itikad ve amellerini inceleyelim

1-     Hatmei vird rabıta: hatmei hacegan da insanlar bir halka oluşturur vey an yana omuz omuza vucudları bacakları birbirine değecek şekilde sıkışık olarak otururlar. …. Bu hatme işi kuranı kerimde yazmıyor. Hadisi şeriflerde bunu göremiyoruz. Sahabede bunu yapmadı. Tabiin ve tebei tabiinin de icraatlarından degil. Olsa idi onların kitaplarında bunu okurduk. Süleymancılar bu hatmei haceganı hızır aleyhisselamın abdulhalık gücdevaniye öğrettiğine inanıyorlar. Şimdi evela şunu soralım hani islam inzal olunmuş ve kemale ermişti. Allah teala şöyle buyuruyor : bugün üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve din olarak islamdan razı oldum. Ekmeltu geçiyor ayette. Yani kemale erdirdim mükemmel kıldım demek. Yani resulullah efendimizin sağlığında bu din mükemmel ve eksiksiz idi. Bu dinde ne eksik bulduki bu zevat hatme gibi birşeyi islama ekleme ihtiyacı hissettiler?



Haşa ve kella allah bunu kulları için uygun bulup vaaz etmezken bu efendilere ne oluyor? Niçin kuran ve hadiste olmayan işleri ihdas ediyorlar?

Ayrıca hızır aleyhisselam hazreti musa devrinde yaşamış ve vefaat etmiş bir zattır. Buda binlerce yıl once yaşanmış ve bitmiş bir şeydir. Yahudi takvimine gore enaz 5000 sene evvel yaşadı hızır aleyhisselam. Ve o gerçekten yaşıyor olsa idi 5000 seneden beri efendimiz devrinde gidip, ona merhaba demesi ve ona iman ettiğini belirtmesi onunla birlikte cihad etmesi kendisine farz olurdu. Ama hiçbir hadiste veya sahabe sözünde hızır geldi efendimize beyat etti uhudda idi gibi sözler okumamaktayız. Demekki hızır aleyhisselam efendimizden çok once vefaat etmiş ki ona gelemedi. Ki sağ olsaydı mutlaka gelirdi çünki o salih bir kul idi.

Efendimiz ayrıca uhud harbi öncesi idi sanırım müslümanları saydırıyor ve 500 kişi çıkıyor. Ve allah tealaya dua ediyor allahım bu müslümanları galib getir onları öldürtme eğer bunlarda ölürse yeryüzünde sana ibadet edecek hiçkimse kalmayacak diyor. Yani efendimiz ve ashabı devrinde tek müslüman olan topluluk idi. Ki içlerinde hızır aleyhisselam yoktu. Olsa idi uhud öncesi o toplulukta olurdu.

Demekki binlerce sene evel vefaat etmiş bir salih zatın adına yalan uydurmak ve efendimizin yapmadığı bir ibadeti islama sokmak evvelen caiz degil efendimiz şöyle buyuruyor :  من أحدث في أمرنا هذا ما ليس منه فهو رد

Kim bizim bu dinimizde emrimiz olmayan bir işi yaparsa o red edilir – muslim –



Yani islam dininde peygamberin emir olmayan bir amel yapana ameli iade edilir ve Kabul edilmez. Başka bir hadisi şerifte efendimiz sallahu aleyhi ve sellem islamda olmayan amelleri işleyen bidatçılar için şu sözleri beyan buyuruyor :

عَنْ عَبْدِ اللّهِ بْنُ عَبَّاسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: »أبى اللّهُ أنْ يَقْبَلَ عَمَلَ صَاحِبِ بِدْعَةٍ حَتّى يَدَعَ بِدْعَتَهُ« .

في الزوائد: رجال إسناد هذا الحديث كلهم مجهولون. قاله الذهبىّ .

Allah, bid'at sahibi, bid'atını terketmedikçe, onun amelini kabul etmeyecektir ( ibni mace )



  Iş böyle iken süleymancılar hatme vird rabıta yapıyorlar. Bu hatme ve rabıtalarında ölmüş insanlarla konuştuklarına inanıyorlar ve onlardan medet umup onlara yöneliyorlar onların yüzlerine bakıyormuş gibi kendilerini hayal ediyorlar. Kalbinden nur çıkıyormuş ölülerinde bu süleymancılara geliyormuş o nur. Bunların kuran ve sunnetten hadis kitaplarından siyer kitaplarından kaynağını bulan varsa getirsin. Ben senelerce araştırdım bunların hiçbir kaynağı yok. Bunlar sonradan çıkan bidatlardandır

Kendilerini nakşilige nisbet etmelerine rağmen ilginçtir ki imam rabbani mektubatında ve başka eserlerinde hatmeden Virdden bahsetmiyor. Demkki bunlar imam rabbaniden sonra icad edilmiş

Süleymancılar rabıtayı şöyle tariff ederler : süleyman efendiyi bir evde oturuyor hayal edeceksin. Sonra o evin kapisina gideceksin ve sana gel denilince gireceksin – bunların hepsi gözü kapatınca oluyor ve hayal gibi canlandırılıyor – şeyhin önünde diz çöküp el öpüp destur ya hazret denilecek ve 7 istiğfar 3 ihlas 1 fatiha okuyup şeyhin ruhuna göndeceksin bu esnada süleyman efendinin kalbi bir nur çeşmesi müridin kalbide boş bir kap olarak hayal edilir. Sonra o çeşmeden sana bişeyler akacak gene destur ya hazret diyeceksin 3 gulhu bir elham ile kalkacaksın

Bunlar ne acaip ritüellerdir. Bunların islamda yeri olmadığı aşikar takdiri muhterem okuyucuya bırakıyorum



Ebced: süleymancıların okuduğu kitaplarda mektublarda ve kendi aralarında kuran tefsiri konusunda ebcedi esas aldıklarını muşahade ediyoruz. Mesela bakınız süleymancılara ait bir neşriyatta şu ibare göze çarpıyor : „«Tâ hâ» (Sure-i Tâhâ, 1)

Ebced hesabına göre buradaki "Tı" harfi 9'dur. "He" harfi de 5 olmakla tamamı 14'tür. On dört kemâl adettir. Bu âyet de ayın on dördüne delâlet eder. Çünkü ayın on dördünde bütün ziyâ kâmildir.

Diğer hurûf-i mukattaât gibi bir şifre olan "Tâ hâ"nın Resûlullah Efendimiz'e nisbeti, mükevvenâtın ziyâının kemâli kendisinde toplandığından ve mazhar-ı envâr-ı İlâhî olduğundandır. On dört kemâli ifade ettiğinden nûr-i Muhammedî kâmil mânâda bu asırda tecellî etse gerek."

9+5=4 gibi hesaplarla kuranı kerimi tefsir edemez hiçkimse. Ozaman başka biriside 12+5=17 der bu asır daha iyidir felan gibi yorumlara gidebilir.

Kuranı kerimin tefsirinde ve kuran hakkında konuşabilmek için evela usulu tefsir okunmalıdır. Usulu tefsirde okutulan el burhan fi ulumul kur’an, el ıtkan gibi temel usulu tefsir kitaplarında kurandan hüküm çıkartma ve tefsir biçimleri sıralanmıştır. Bunlar kuranın kuran ile kuranın hadis ile kuranın sahabe kavli ile kuranın tabiin kavli ile ve kuranın arap lugatına gore tefsiridir. Hiçbir usul kitabında kurandan hüküm çıkartmak için ebcede cevaz verildiği yazmıyor. Her kim kuranı okuyupta onda ebced yapiyor ise o selefin yolundan sapmıştır.

Ve kuranı kerimde ismini çıkartan burada said yazıyor burada kemal yazıyor işte bu benim evliya olduğuma delildir demek veya kitabının cemaatinin adını ebced ile kurandan çıkartmakta sihirbazlık ile çocukları kandırmaya benzer

Çünki ebced bir tane degildir. Elli çeşid ebced var. birisinde be harfine 9 derken birinde 1 başkasında 3 diyebilir. Oyüzden ebced hesabı ile kuranı kerimden her isim çıkartılabilir her kitab adıda çıkartılır. Ancak bu kitabullah ile alay geçmektir

Ve ebced esasen kabalaya ve eski mısır büyücülerinin işlerine dayanır. Hangi sahabe ebced yaptı efendiler imam azam nerede ebced yaptı?



 3 ruyetullah : süleyman hilmi efendinin mektuplarından birinde şu geçiyor

„Şu ciheti kaydetmek lâzımdır ki; ru'yetin hakikati, bu dârda [bu dünyada] rûhunu sülûk ve urûc tarikıyla "mertebe-i hakîkati's-salât"a çıkaran ehass-ı havâsa mâlum ve münkeşif olur.

Hadiste vârid olan, "Namaz mü'minin mi'râcıdır" [kavl-i şerifin]ın hakikati, bu zevât için sâbit ve sâdıktır. Makamu hakîkati's-salât, merâtib-i sülûkün nihayetidir, ilerisi mertebe-i vücûbdur.



Allah teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor : لَا تُدْرِكُهُ الْأَبْصَارُ gözler onu idark edemez – en’am 103 – tefsirinde gözler onu dünyada göremez denmiştir.

Seleften bir kısmı resulullah efendimizin miracda allah tealayı gördüğümü söylemişken bazıları görmemiştir demişlerdir. Bu ihtilaflı bir meseledir. Hakkı allah bilir lakin hiç bir sahabe veya selef uleması dünyada normal insanların allahı göreceğini söylememişlerdir.

Namaz müminin miracı eve tama necm suresindeki gibi bir mirac degildir. Ben allahı gördüm veya görürürüm demek ne büyük bir iftiradır



4-hatemul evliya : süleymancılar süleyman efendiyi bu isimle yaad ederler. Onlara gore süleyman efendiden sonra hiçbir evliya gelmeyecektir ve o evliyaların sonudur. Süleyman efendi 1959 da vefaat ettiğine gore hesap edelim dünyada onlara gore hiç evliya yok herkes günahkar facir. Ve mehdi geleceği kitaplarda geçiyor onun ordusu evliya ordusudur ona şam ehlinden 40 abdalın evliyanın yardım edecegi rivayetlerde geçmekte. O takdirde bu süleymancılar mehdiyi ve onun ebdallerinide evliya saymıyorlar. Bu ne sakat bir düşüncedir ne malum ki son veli olduğu? Dünyanın son günümü ki bugün son veli o oluyor?

Ayrıca dünyanın ömrünü allah bilir sadece ve nekadar evliya gönderdiginide allah bilir. Kuranda hadiste muteber tasavvuf ve tabakat kitaplarıdna son evliya diye bir terim geçmiyor. Bunu hakimi tırmizi olarak bilinen – sünen sahibi imam tırmizi degil – bir adam ortaya attı. Bu adam ben günde 100 kere allahı görüyorum diyen bir sahtekardı. Onun icad ettiği fikiri anlaşılan bu mesnmedsiz fikri süleymancılarda benimsemiş

Kuranda hadiste mezheb kitaplarında akaid kitaplarında hatemul veliyyiin diye bir bahis yok.



5-fenaa itikadı : gene bu eşhasın itikadına gore kişi rabıta yapa yapa artık fena fiş şeyh oluyor. Yani şeyh oluyor. Ve o kemal mertebesine geliyor eriyor uçuyor. Ve daha sonra şeyhkende rabıtaya devam ettiği takdirde fenafirresul oluyor yani haşa bu adam artık resulullah efendimizin bir kopyası bir nevi hazreti muhammed oluyor. Ve bu halde ikende rabıtaya devam ettimi fenafillah oluyor ve bu vaziyette buna inanmaktan allaha sıgınırız bu adamların inancına gore fenafillaha ulaşılıyor ve yani şahıs haşa ve kella allah ile bir bütün oluyor ve birleşiyor allahın dunyadaki yansıması oluyor

Haşa ve kella işte buna hulul ve ittihad akidesi diyoruzki her kim allahın bir insane hulul ettiğine itikad ederse o kafirdir. Bu bütün akaid kitaplarında yazar. Ben bunu aynen sadeddin taftazaninin bir eseerinde onun bu itikada sahib olana kafir dediğini okudum. Ki o osmanlının kelam hocası sayılır. Osmanlı medreselerini etkilemiştir



Süleymancılar arasında cari makasıdud talibiin – yazar mehmed raif osmanlı yayın evi bu kitaba gore süleymancıların kuran ve sünnette hiçbir mezheb kitabında delili olmayan bidat itikad ve amellerini madde madde açıklamadan yazacağız. Taki okur bunları görsün ve bunların delili olmadığını bilsin. Bunları açıklamayacağız çünki buna vaktimiz yok ve bu çok uzun surer. Ayrıca bu batıla dalmak olur. Ancak tasavvuf ile ugraşanlar bilir ki bunlar hemen hemen her tasavvuf tarikatında mevcuddur

a-müridin elinde bir kelb gibi olduğuna inanmak

b-yememek içmemek uyumamak çalışmamak

c-mürid her an yanında hazır ve nazır olduğu için uyurken ayaklarını uzatmamak

d-rabıtanın farz olduğuna inanmak

e-şeyhin her müridin şekline girebilecegine inanmak

f-her hangi bir maddeye baktığında onu şeyh olarak görmek

g-şeyhe ve başlarında bulunan emirul muminine karşı kelb gibi olmak ne derlerse yapmak. Cunku onların dedigini yapmamak 7 kat semadan düşmek gibidir

h-kendisine verilen her mal ve mülkün şeyhi tarafından verildiğine inanmak

j-alemi şeyhin ve sadatta geçen şahısların allah ile birlikte yönettiklerine inanmak

k-şeyhin ölmesine rağmen insanların ondan feyiz aldığına inanmak

l-şeyh ölmesine rağmen gezer dolaşır ruyaya girer çıkar

m-ölüm esnasında şeytanın insandan imanını çalmaya çalışacagı yalaına inanmak ( bu pekçok tarikatta geçer. Ancak gaybi bir şeydir ölüm hali. Bu gaybdan haber vermek sadece allah ve resulune has birşeydir. Kuran ve hadistede ölmek üzere olan kişinin imanını almak için şeytanın gelecegi ona su verecegi felan gibi bişeyler yazmıyor )

n-eger mürid isen şeyhin bu şeytanı kovacağı

o-çokça rabıta yapmak kuran ve sünnette olmayan bu işi nekadar çok yaparsan okadar makbulsundur

p-şeyhin öldügü halde müridi için dua edecegine ve müridine yardım edecegine inanmak

r-bu tarikat işlerinin güyya efendimiz den hazreti ebu bekire sevr mağrasında verildiğine inanmak ( madem bu tarikatı Verdi niçin hazreti ebu bekir veya hazreti Selman veya diger  sahabe tabiin hiçbir kitapta efendimiz bize gizli bir ilim Verdi demediler? Ve niçin bu kitaplara aktarılmadı? )

s- şeyhin yaşarkende ölüykende resulullah ve sahabeler ile görüştügü sohbet ettigi palavrası ( bunu ilerlemiş kişilerde yapabiliyormuş guya )

evet bu ve bunun gibi binlerce delilsiz mesnedsiz itikad ve amele süleymancılar inanıyorlar

bu tarikatın ve bu fikirlerin fetvası yoktur. Fetvası vardır diyorlarsa fetvasını getirsinler. Bunlar caiz olmayan işlerdir.

Süleymancılığın allah bilir daha kendi içlerinde ve üstlerindekilerin bilebileceği ne daal fikir ve amelleri var. ancak bu tarikat işi terrorist örgüt işleri gibi çok gizli yürütülür. Sıradan bir insane süleymancı bile olamaz. Eş dost olması lazım kefil olması lazım birinin. Dışardan birini çok denedikten sonra alırlar

Ve madem süleyman efendi bukadar hak ehli bir alim idi, osmanlı medreselerinde okutulan temel akide kitabı nesefi akidesi dahil – ki kendiside medrese okumuş – bütün ehli sünnet akide kitaplarında imamet hilafet farzdır şeriat devleti lazımdır ibareleri geçiyor. Niçin süleyman efendi hilafet için çalışmadı? Halifeye beyatsız ölen cahiliye ölümü üzere olur diye yazan hadisleri acaba bilmiyormuydu?

Memleketi küfür almış yürümüş kemalistler her yeri ele geçirmişken süleyman efendi madem herşeyi haşa yapabilecek maneviyat ve keramet sahibi idi de niçin bu küfür devletine karşı cihad etmedi semadan melekleri getirmedi?

Ayrıca bu süleymancılar rejim ile iç içe kafir devletten razı olmuş insanlardır. Bir seçimde anabı bir seçimde dyp yi desteklediler. Sanırım bu seçimlerdede oylar chp ye idi.

Peki soruyorum demokrasi isteyen şeriatdan gayrısı ile hükmeden bir devlette oy kullanmanın ve chp gibi dinsiz bir partiye oy vermenin askere gitmenin fetvası varmı?

Bezzaziyye fetvasında şu geçer : bir mecliste – oturulan yer – meclisin başında bulunan kişi ahkamı küfür ile hükmetse – islamda olmayan birşeyle hüküm verse mesela içki içmek helaldir dese – orada oturanlarda bunu tasdik etseler toptan hepsi kafir olurlar

Işte oy vermekte bunun gibidir. Oy vermek ey kemalistler ey yunan demokrasisinin kulları biz sizden razıyız demektir ve oy vermek müşrikliktir. Süleymancılar bunuda yapiyorlar

Beş sene kadar evvel süleymancıların Ankara ayrancı semtindeki 7 katlı öğrenci yurduna gittim. Bir bina tamamen cemaate ait. Ve bir Pazar günü idi orada 500 kişi rahat vardı. Ve ben sakallı olduğum için orada yaşlı bir adam ki cemaatin büyüklerinden idi kim bu sakallı genç diyerek bana ve yanımdaki kişiye bozuk attı.

Efendimizin bir emir olan ve 4 mezhebde kesilmesi haram olan sakalı süleymancıların salmadığını görürsün. Bumudur peki mehdi ordusu olmak? – müracat sakal kesmenin hükmü risalemiz –

Işte batıl ve bidat ehlinin hatalarını saymakla bitmez ve bu yazı uzarda gider. Muhterem kaariden ricam, lütfen islamı asli kaynaklarına gore oku öğren ve yaşa. Tasavvufun tarikatın süleymancılığın oy vermenin islamda yeri yok. Ateşten kurtulan fırka hangisi? Ona tabi olmaya bak

Ve sallahu ala seyyidina muhammed

13 yorum:

  1. çokk günah kazandınız hacılarrr..bence şehadet getirin isterseniz tabi müslüman olarak devam etmek için ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ehli Sünnet'e göre günah işleyen kafir olmuyor. Ama dizi bilemem..

      Sil
  2. Girdiğin şu günahtan dolayı ALLAHU TEALA sana merhamet etsin kendince cahilce yazıvermişsin keşke bilseydin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyi bilseymiş anlatta öğrenelim

      Sil
  3. 1.özellikle kur'an okuma ve öğretme üzerine yoğunlaşmış ve süleyman hilmi tunahan hazretlerinin yolunu takip eden kimselere halk arasında verilen isimdir. zira; cemaatten olan hiç bir kimse kendilerini süleymancı vb. olarak nitelendirmez. inönü döneminde oldukça sıkıntılar çekmiş bir gruptur. şu sıralar daha ziyade öğrenci kursları, kur'an kursları vb. ile faaliyetlerine yurt içi ve dışında devam etmektedirler. samimi kişilerdir bu gruba mensup insanlar.bir dönem erken seçim olacağından grubun üst yönetiminden birisi ulaştırma bakanlığına geçici süre getirilmiştir.















    fempusay


    31.12.2004 14:44 ~ 13.01.2006 00:01



    2.üyeleri özellikle antalya, afyon, kütahya, ısparta şehirlerinde yoğunlaşan bir cemaat. liderleri kemal kacar öldükten sonra yerine eski antalya milletvekili arif ahmet denizolgun geçmiştir. ahmet denizolgun dtp listesinden bağımsız olarak bir dönem ulaştırma bakanlığı yapmıştır.















    spartacus


    05.12.2005 23:44



    3.(bkz: süleyman sellers)















    hacktor


    02.05.2007 15:44 ~ 15:44



    4.bu cemaate dair iki yanlış anlama vardır.

    düzeltmeye çalışalım:

    efendim gayr-i müslimlerle -kazanacağınız kesinse- iddiaya girmek caizdir..
    sonra gayri müslimden alınan faiz hükmen faiz olmaz(islam şeriatıyla yönetilmeyen ülkede geçerlidir tabii bu..şeriatla yönetilen yerde faiz yasaktır zaten..)

    işte bu hükümleri bilen süleyman hilmi tunahan efendi hazretlerinin alim talebeleri, bu bilgiyi toplumla paylaşmıştır..

    bir şeriat ülkesi olmayan türkiye'de, mesela hsbc'den(ki gayr-i müslim bankasıdır kendisi) faiz almak caiz olur..caiz olmasına caiz olur ama asla ve kat'a tavsiye edilmez..bu aynı şunun gibidir: avret yerin kapalıyken namaz kılınır..yani diz kapağınla göbeğinin arasını kapat namaz olur..caizdir..ama babanın karşısına böyle çıkamazken allahın karşısına çıkmak edebe mügayir olacağı için kılamazsın..uygun değildir..

    imdi..

    bu meseleyi böyle bilmeyen cahilller "vay efendim süleymancılar faiz yiyor" derler..o para faiz değildir ki..yoksa "faiz haramdır" diye çok açık bir ayet varken nasıl söyler bir müslüman böyle bir şeyi..

    bu konuya dair ayrıntılı açıklama yaparım isteyene..

    bir diğeri cuma namazı meselesidir..

    yine şeriatla yönetilmeyen ülkede islam ahkamına göre cuma farz değil caiz olur..mezkur cemaatin mensupları bu hükmü söylerler ama yukarıdaki hüküm gibi buna dair farklı bir amel içinde de değildirler..cuma namazını kesinlikle kılarlar ama peşinden zuhr-u ahir'i de illa ki eklerler..

    millet ölüsünü yıkayacak imam bulamazken süleyman hilmi tunahan efendi hazretlerinin talebeleri islamı ve kuranı öğrendiler..

    kaya kovuklarında..
    tren vagonlarında..

    ve bugün bu canım memlekette alnı secdeye değen bir nice müslüman varsa ak ve pak..bunda büyük hizmetleri geçti..

    (bkz: kişi bilmediğinin düşmanıdır)

    okumak, bilmek, anlamak lazımdır..















    gölgeningücü


    02.05.2007 16:28 ~ 03.06.2011 22:05


    YanıtlaSil
  4. 5.islami hükümleri eğip büküp kendi lehlerine çevirerek rant elde eden guruba mensup kişilerdir.
    şöyle ki;

    faiz haramdır diye çok açık bir ayet olmasına rağmen, bulundukları ülke eğer şer-i hükümlerle yönetilmiyorsa gayri müslim bir bankadan faiz geliri elde edile bilirmiş, bu durumun islami açıdan bir zararı yok imiş...

    mantığa bakar mısınız ?

    aynı mantıkla hareket edelim.
    bu mantığa göre, şer-i hükümlerle yönetilmeyen bir ülkenin malını yemek, o ülkeyi zarara uğratmak islami açıdan sakıncalı değildir. günümüze uyarlarsak, türkiye cumhuriyeti vatandaşları ülkesine vergisini ödemesin çalsın çırpsın kaçırsın bu durumun islami açıdan hiç bir sakıncası yoktur.
    "e yuh be kardeşim" derler adama. nerede kaldı o zaman hz ömer'in adaleti, nerede kaldı tüyü bitmemiş yetimin hakkı.

    son söz

    allah (c.c) kul hakkı hariç tüm günahları affedebilirim diyor. tabi kul derken müslümanı, hristiyanı, yahudiyi, museviyi ve hatta inançsızı ayırt etmiyor.
    6.alanya civarında sayıları çok fazla olan ve bu seçimlerde antalya dp adayını destekleyen cemaat

    7.ne 3 kasım 2002 seçimlerinde ne de 22 temmuz 2007 seçimlerinde akp'ye oy vermemeleri ile,diğer cemaatlerden çok farklı bir yapı arzeden cemaat.türkiye gerçeklerini de iyi analiz etmişler ve türkiye'yi felakete sürükleyenlere destek çıkmamışlardır,hatta 2007 seçimlerinde kendi destekledikleri partiye oy istemekten çok ak partiye oy verilmemesi için büyük bir mücadele vermişlerdir, ki bu durum takdire şayandır.



























    YanıtlaSil




  5. 8.bu cemaatin üyeleri sanıldığının aksine yemin ettirilerek aynı partiye oy verdirilmezler, cemaatin başındaki şahıs kendi fikrini ve bunun sebeplerini açıklar ve yinede siz hangi partiye isterseniz oyunuzu verin der, bu cemaatin bir diğer özelliği ise kadınların çarşaf giymemesidir, cemaate mensup kadınlar evlerine erkek misafir geldiğinde öcü görmüş gibi saklanmazlar, haremlik selamlık yoktur(istisnalar kaideyi bozmaz) ayrıca bu cemaate mensup erkekler de sakal bırakmaz cüppe giyip sarık takmazlar, gayet modern ve şık giyinirler, diğer cemaatlerin bazılarının aksine başka cemaatlere mensup kişileri kötülemezler, yaşadığımız bir olayda başka bir cemaate mensup hoca denen bir kadın süleymancılar için "bırak o kafirleri" diyebilmiştir, dinimizde allah'a inanmıyorum* demeyen kimseye kafir demek çok büyük günahtır, kendisi dinsizim dememişse onu sadece allah bilir, işte süleymancılar bunu demezler, dine ve kişisel yaşama dar değil geniş bir açıdan bakarlar. ben süleymancı değilim, fakat aralarında bir sene kaldım(öğrenci yudunda) ve süleymancılara atfedilen pek çok şeyin gerçekle alakası olmadığını da iyi biliyorum. akp ye oy vermemeleri bile cemaat liderinin ve cemaatin irtica ile bağlantısı olmadığını belli eder ve yine belirttiğim gibi cemaat lideri akp ye oy vermeyin felanca partiye oy verin dememiştir, bildiğim kadarıyla en son seçimdeki sözü şudur, akp dışında istediğiniz partiye oy verin çünkü onlar türkiye için doğru adımları atacaklarına inanmıyoruz.
    işte süleymancılar böyle bir cemaat.

    9.kız çocuklarını okutmayan, son seçimlerde mehmet ağar'ın partisine oy verip medet uman, kibirli dindarlardır.


    10.ne giydiklerinden çok ne yaptıklarına bakılması gereken topluluk..

    ne yapıyor bu adamlar?

    pek çok üniversite gencinin bir aylık ev kirası kadar bir ücretle barınma olanağı sağlıyorlar..bu ücret yıllık olarak alınıyor..daha net bir ifadeyle bu adamlar yılda beşyüz milyona bir öğrencinin barınma yeme içme ve sair ihtiyaçlarını karşılıyorlar..yer yer(yurdun durumuna göre) buna internet gibi lüks ihtiyaçlar da dahil oluyor..

    yılda beş yüz milyon gibi komik bir rakamla böyle bir şeyi nasıl başarıyorlar..işte burada devreye cemaatin yardımseverleri giriyor..zengin fakir farketmez hemen herkes –birilerini amerikalarda orda burda yaşatmak lükse boğmak için değil- bu gençlerin temel ihtiyaçları karşılanabilsin diye yardımda bulunuyor..

    kurban kesen adam az da olsa et götürüyor çorbada tuzum bulunsun hesabı..

    böyle bir sosyal yardımlaşma müessesesini oluşturmak..niçin kötü olsun...

    bu sayede faraza karstaki bir öğrenci manisadaki bir üniversiteyi kazandı..basit bir telefonla çok rahat koşullarda barınabiliyor manisada..alınan o komik rakam için hiçbir zaman sıkıştırılmıyor..taksit yapma yarıya indirme hatta yer yer hiç ödememe durumları olsa da hiçbir şekilde ezilmeden, nezih şartlar altında yaşıyor..

    böyle güzel bir sistem için insanların yardımlaşması niçin kötü olsun..

    evet cemaatin yurtlarında sigara içilmiyor..bunu eleştirmek bir kenara dursun eleştirenlere cevap vermek bile saçmadır..sigara yasağı koymak ne zaman kötü bir şey oldu?

    namaz niyaz meselesine gelince..bu cemaatin yurtlarına yardım eden insanlar modern insanın uzak olduğu “allah rızası” denilen bir kavram için yapıyorlar bunu..sadece dua bekliyorlar..

    dua bekleyenleri bir kenara bırakalım..kalbinde azıcık din sevgisi olan bir kişiyi namaza teşvik etmenin neresi kötü olabilir ki..zaten içinde olmayan kılmaz kim ne yaparsa yapsın..

    birkaç küçük ekleme yapacak olursak:

    bu adamlar asla radikal değildirler..çarşaf ve cübbe gibi radikal unsurların hiç biri yoktur bunlarda..dini söylemler içinde olan hiçbir gazeteyi yurtlarına sokmazlar..orta yolu koruyan yayınları takip ederler..

    siyasetle olan alakaları da herkes kadardır..olması gerektiği kadardır..

    bu ülkede kendi halinde dinini yaşayan bu insanlardan ne istenir anlamıyorum ki..devlete ve düzene ve yasalara bağlı dindar ve temiz insanlardır..










    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen barınma ihtiyacına vatanını satacak kadar düştün o zamn

      Sil
    2. Ayrıca hiçte dediğin gibi değil sürekli ağızlarında nankörsünüz naşa kakma

      Sil
    3. Ve de derlerki biz sünnet yolundayız bir kere sünnete uyuyorlarsa on defa bid'at tabiler düşün aklını kullan biraz oku kendin okuda gör

      Sil
  6. diyosun bu bu kuranda yazmiyo,namazin kac rekat olduğuda kuranda yazmiyo

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. +abdülkadir bulut Sadece Kuran-ı Kerim değil, sünnette de geçmiyor. Biliyorsun müslümanın uyması gereken şey Kuran-ı Kerim ve Resulullah'ın (aleyhisselatuvesselam) sünnettidir.Yaptığınız bir çok uygulama Kuran ve Sünnete uymuyor. Bu yüzden de bid'at oluyor.

      Sil
  7. cemaat fetöcü oldu alihan kuriş erhan sahte birisidir

    YanıtlaSil